Böbrek Görüntüleme Yöntemleri
Gelişen teknoloji ile böbrek hastalıklarının görüntüleme metodları da değişmektedir. Bu amaçla en sık kullanılan yöntemler aşağıda anlatılmıştır.
Bazı metodlar damar içerisine boyar madde verilmeden yapılırken (direk grafi, ultrason, doppler, kontrastsız tomografi, MR) bazı metodlarsa damar içerisine kontrast verilerek yapılmaktadır. (kontrastlı tomografi, MR, anjiografi, kontrast ürografi, pyelografi, sistografi)
Böbrek hastalarının görüntülemelerinde kontrast kullanılması hali hazırda bozuk olan böbrek fonksiyonlarını daha da bozabilir. Bu hem hastaların hem de sağlık çalışanlarının dikkatli olması gereken bir konudur. Mutlak gerekli değilse böbrek hastalığı olanlara kontrastlı tetkikler uygulanmamalıdır.
Direkt üriner sistem grafisi (Yatarak karın grafisi):
Ucuz, kolay uygulanan bir yöntemdir ancak duyarlılığı düşüktür. Böbreklerin yerleşim yeri, konturları, boyutları, psoas kası gölgeleri, üriner sistem alanlarındaki opasiteler ve görüntü alanındaki kemik yapılar değerlendirilir. Böbrekler normalde 3-3.5 vertebra (omur) boyutlarındadır. Radyasyon içerdiği için gebelerde kullanılamaz.
İv kontrast ürografi:
Böbrek ve üriner sistemin fonksiyonu yanında anatomik yapısı hakkında bilgi verir. Böbreklerin büyüklüğü, fonksiyonu, minör ve majör kaliksler, renal pelvis, üreterler, mesane hakkında bilgi elde edilir. Son yıllarda diğer radyolojik yöntemlerde sağlanan gelişmeler nedeni ile günümüzde kullanımı son derece sınırlıdır. Radyasyon içerdiği için gebelerde kullanılamaz.
Ultrason (USG, ultrasonografi):
Ses dalgalarının kullanıldığı radyasyon içermeyen bir tetkiktir. Böbrekler ve diğer tüm idrar yollarını (üriner sistem) gösterebilmektedir. Böbreklerin boyutları, şekil bozuklukları, idrar yollarında genişleme, mesane büyüklüğü, mesane içerisindeki şekil bozuklukları, prostat büyüklüğü hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Böbrekteki oluşumları içi dolu (solid) ve içi boş (kistik) yapıda olarak sınıflayabilmektedir. Ancak bazı görüntülerde ayırım sağlanamadığında ileri görüntüleme metodlarından faydalanılabilir.
Doppler Ultrason:
Halk arasında “renkli ultrason” olarak da bilinen bu yöntem, böbreğin damar yapısını değerlendirmek için yapılan görüntüleme testidir. Böbrek arteri (atar damarında) daralma, veninde (toplar damarında) trombozu göstermede geçerli bir ultrason metodudur.
Pyelografi:
Antegrad ve retrograd olmak üzere iki tipi vardır. Antegrad tipinde diğer tetkiklerle ortaya konamayan üreter tıkanmalarının nedenini ortaya koymak, üreter fistüllerini saptamak, üst üriner sistem hemodinamisi hakkında bilgi edinmek, sitolojik ve bakteriyolojik inceleme için örnekleme yapmaktır. Retrograd tipinde sistoskopi eşliğinde kateterle üretere girilip dilüe kontrast madde verilerek toplayıcı sistem ve üreter görüntülenir. Kullanım amacı antegrad piyelografide olduğu gibi diğer inceleme yöntemleri ile gösterilemeyen üreter ve toplayıcı sistem patolojilerinin gösterilmesidir. Radyasyon içerdiği için gebelerde kullanılamaz.
Sistografi:
Mesane hastalıklarında kullanılır. Mesaneye kontrast madde verilerek değişik pozisyonlarda mesane görüntülemesi yapılmasıdır. En yaygın kullanım amacı vezikoüreteral reflünün saptanması ve derecelendirilmesidir. Mesane kapasitesi, şekli, trabekülasyonu, divertiküller, fistüller, mesane içerisinde yer kaplayıcı lezyonlar değerlendirilir. Üretrayı değerlendirmek için hasta işetilerek ‘voiding üretrografi’ çekilebilir.
Bilgisayarlı Tomografi:
Böbrek hastalıklarında, ultrasondan sonra en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Şüpheli böbrek kitlelerinde, farklı yerleşimli böbrekleri göstermede, taş, kalsifikasyon, periton (karın zarı) arkası oluşumları ve böbrekte enfeksiyonun yaygınlığını göstermede kullanılabilir. Radyasyon içerdiği için gebelerde kullanılamaz. Kontrastlı ya da kontrastsız olarak yapılabilir. Kontrastlı tomografi, hali hazırda bozuk olan böbrek fonksiyonlarını daha da bozabilir. Bu durumdan korunmak için, tetkik öncesi ve sonrasında, 3-4 gün boyunca, sol su içilmesine dikkat edilmelidir.
MR (Manyetik Rezonans):
Yumuşak dokuların görüntülenmesinde etkindir. Kontrastlı (gadolinyum) ve kontrastsız olarak inceleme yapılabilir. Diğer yöntemlere nazaran pahalıdır. Ancak radyasyon içermemesi avantajdır. Eski MR cihazları eski tip kalp pili ve metal protezlerle uyumsuzken, yeni MR cihazları metal uyumludur. MR aynı zamanda böbrek gibi böbrek üstü bezini göstermede de etkilidir. MR anjiografi özellikle böbrek damarlarının darlığını ve böbrek içinde gelişen kist ve tümörlerin natürünü göstermede etkin bir metoddur. Böbrek fonksiyonları (GFH) < 15 ml/dk/1,73m2 olan hastalarda, kontrastlı MR görüntüleme konusunda dikkatli olunmalıdır.
Anjiografi:
Böbrek vasküler yapılarının değerlendirilmesinde altın standarttır. Arteriyografi veya venografi şeklinde inceleme yapılabilir. Damar içerisine kateterle girilerek iyotlu kontrast madde verilir ve damarların görüntülenmesi sağlanır. Damar içindeki darlıklar, tromboz ve tümör invazyonu değerlendirilir. Anjiyografi tanı yanında tedavi imkanları sunar. Böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda kullanımı kısıtlıdır. Radyasyon içerdiği için gebelerde kullanılamaz.
Sintigrafi:
Bu yöntemde hastaya damar yolundan radyoaktif bir madde verilmesinin ardından özelleşmiş bir kamera ile bu maddenin yoğunluğu ve dağılımı değerlendirilmektedir. Bu ileri tetkik, özellikle iki böbreğin ayrı ayrı fonksiyonlarının değerlendirilmesinde, böbrek nakli sonrasında gelişen bazı durumlarda, böbrek damarlarının sorunları nedeniyle gelişen tansiyon yüksekliği tanısında kullanılmaktadır. Nükleer Tıp bölümünde çekim yapılabilmektedir. Nükleer Tıp hekimleri tarafından rapor yazılması gerekli olup raporlanma süresi değişkenlik gösterebilir.