Kronik böbrek hastalığı (KBH) tüm dünyada yaygınlığı giderek artan, hayat kalitesini ve yaşam süresini etkileyen bir halk sağlığı sorunudur. KBH, çeşitli nedenlere bağlı olarak böbrek hücrelerinin 3 aydan daha uzun süren, ilerleyici ve geri dönüşümsüz hasarlanması ile oluşan bir sendromdur.
Türk Nefroloji Derneği (TND) tarafından gerçekleştirilen CREDIT çalışması ile ülkemizde KBH görülme sıklığı saptanmıştır. KBH görülme sıklığı %15,7 bulunmuştur. Buna göre, ülkemizde her 6-7 yetişkinden birinde çeşitli evrelerde böbrek hastalığı olduğu tahmin edilmektedir. Orta-ileri düzeyde kronik böbrek hastalığı olan hasta oranı ise %5,1 olup, her 20 yetişkinden birisinde KBH olduğunu göstermektedir. Yaşlanma ile KBH sıklığının giderek arttığı, 40 yaş altında %10'dan düşük olan görülme sıklığının 80 yaş üstünde %50'nin üzerine çıktığı saptanmıştır.
Kronik böbrek hastalığına yol açan nedenlerin dağılımı ülkeye, ırka, yaşa ve cinsiyete göre farklılıklar gösterir. Bununla birlikte, dünyanın her yerinde şeker hastalığına bağlı son dönem böbrek hastalığı (SDBH) sıklığı giderek artmaktadır. Sonuç olarak, günümüzde dünyada 850 milyondan fazla insanda KBH olduğu tahmin edilmektedir. Diğer bir deyişle, genel olarak her 10 yetişkinin birinde değişik derecelerde KBH olduğu düşünülmektedir.
Kronik böbrek hastalığının risk faktörleri; yaş, cinsiyet, kırsal yerleşim, şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp hastalığı öyküsü olmasıdır. Yaş, KBH gelişimi için en güçlü risk faktörlerinden biridir. Yaşlanma ile son dönem böbrek hastalığı gelişme riski arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır.
Kronik böbrek hastalığı, bazı kişilerde yavaş, bazılarında hızla gelişen karmaşık, ilerleyici bir sürecin sonunda SDBH'na ulaşmaktadır. KBH'nın ilerleme hızı, altta yatan hastalığa ek olarak, birtakım risk faktörlerinin varlığı ile ilişkilidir. Proteinüri, normalde idrarda bulunmaması gereken proteinlerin idrar tetkikinde saptanmasıdır.Özellikle, idrarda günlük 500mg'dan fazla protein atılması böbrek hastalığının ilerleyişini hızlandırdığını gösteren araştırmalar mevcuttur. Protein atılımının devamlı hale gelmesi ve miktarının giderek artması, hasarın geri dönüşümsüz hale gelmesi ve kalıcı hasar oluşmasına neden olur.
Kronik Böbrek Hastalığının İlerleyişinin Yavaşlatılması
1- Protein alımının kısıtlanması; üre ve üre benzeri zararlı maddelerin azaltılması ile birlikte asit birikimini de azaltarak hastalığın ilerleyişini yavaşlatıcı bir önlem olarak önerilmektedir.
2- Kan basıncının kontrol altında tutulmasının, kronik böbrek hastalarında böbrek hastalığının ilerleyişini yavaşlattığı gösterilmiştir. Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin 2024 yılında yayınlanmış olan önerilerinde orta-ileri seviyede KBH olan ve kan basıncı ≥130/80 mmHg olan hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi önerilmektedir. Hipertansiyon hastalarında tuz kısıtlaması (günlük tuz alımı 5g'ın altında ya da bir çay kaşığından az olması) önerilmektedir.
3- Protein atılımının azaltılması; idrarla atılan protein miktarı arttıkça, böbrek fonksiyon kaybının arttığı bilinmektedir. Bu nedenle protein atılımının azaltılması doğrudan KBH'nın ilerleyişini yavaşlatmaktadır. Bu amaçla şeker ya da yüksek tansiyon hastalığına sahip olan hastalarımızın idrarla protein atılımı olup olmadığını araştırmak ve eğer protein atılımı varsa bununla ilgili tedavilerinin düzenlenmesi açısından doktora başvurmasını öneririz.
4- Kan şekeri kontrolü; şeker hastalığı olan kronik böbrek hastalarında kan şekeri ve (HbA1c) düzeyleri ile KBH ilerleyişi arasında sıkı bir ilişki mevcuttur. Sıkı kan şekeri kontrolünün hem tip1 hem de tip 2 şeker hastalığı olan hastalarda böbrek hastalığının ilerleyişini yavaşlattığı gösterilmiştir.
Referanslar:
- Özkan Güngör, İsmail Koçyiğit, Sena Ulu, Bülent Tokgöz, Mustafa Arıcı, Kenan Ateş. Türk Nefroloji Derneği Nefroloji Kitabı.
- Süleymanlar G, Utaş C, Arınsoy T, Ateş K, Altun B, Altıparmak MR. A population based survey of chronic renal disease in Turkey-The CREDIT study. Nephrol Dial Transplant 2011; 26:1862-1871.
- Jager KJ, Kovesday C, Langham R, Rosenberg M, Jha V and Zoccali C. A single number for advocacy and communication-worldwide more than 850 million individuals have kidney diseases. Nephrol Dial Transplant 2019; 34: 1803-1805.
- Burton C, Harris KP. The role of proteinüri in the progression of chronic renal failure. Am J Kidney Dis 1996; 27(6): 765-775.
- Hirschberg R, Wang S. Proteinuria and growth factors in the development of tubulointerstitial injury and scarring in kidney disease. Curr Opin Nephrol Hypertens 2005; 14(1): 43-52.
- McEvoy JW et al. 2024 ESC Guidelines for the management of elevated blood pressure and hypertension. Eur Heart J 2024: 1-107.
- Group DER, de Boer IH, Sun W, Clearly PA, Lachin JM, Molitch ME et al. Intensive diabetes therapy and glomerular filtration rate in type 1 diabetes. N Engl J Med 2011; 365 (25): 2366- 2376.
- Hemmingsen B, Lund SS, Gluud C, Vaag A, Almdal TP, Hemmingsen C et al. Targeting intensive glycaemic control versus targeting conventional glycaemic control for type 2 diabetes mellitus. Cochrane Database Syst Rev 2013 (11): CD008143.